A&A

Distribütörlük Sözleşmelerinde Riskler ve Çözüm Yolları

Günümüzde şirketler, küresel pazarlara açılırken distribütörlük anlaşmaları çerçevesinde yerel iş ortaklarıyla çalışmayı tercih etmektedir. Bu model, hem imalatçılar hem de distribütörler için çok sayıda fayda sunsa da, doğru hukuki zemine oturtulmadığı takdirde önemli riskler barındırabilir. Uluslararası imalatçı firmalar ile Türkiye’deki distribütörler arasında ortaya çıkabilecek ticari anlaşmazlıklar, tarafların ciddi kayıplara uğramalarına neden olabilir. Üstelik bu türden sözleşmelerde yetkili mahkemeler olarak genellikle imalatçının bulunduğu ülkeler tayin edildiği için öncesinde müzakereler ve sonrasında hukuki mücadele uluslararası bir kimlik kazanmaktadır. Bu durumda Distribütörün hakları; uluslararası direktifler, yetkili mahkemenin bulunduğu ülke mevzuatı ve sözleşme maddeleri bir bütün olarak değerlendirilmelidir. 

Distribütörlük Sözleşmelerinde Karşılaşılan Temel Sorunlar

  1. Tek Taraflı Fesih ve Tazminatlar
    • İmalatçı şirketlerin, distribütörler ile yaptıkları sözleşmelerde fesih şartlarını net belirlememesi, yahut imalatçıyı daha çok koruyan sözleşmeler hazırlanması, ilerleyen süreçlerde taraflar arasında büyük anlaşmazlıklara yol açabilir. İmalatçıların sözleşmeyi yalnızca yazılı bir bildirimde bulunarak sözleşmeyi tek taraflı feshedilmesi sık karşılaşılan bir durumdur.
  2. Marka ve Pazar Hakları
    • Distribütörlerin, imalatçı şirketin markasına yaptıkları yatırımın karşılığını alabilmesi için pazarlama ve müşteri haklarının korunması gerekir. Ancak, sözleşmede bu konu açık şekilde belirtilmediğinde taraflar arasında uzun süreli ihtilaflar doğabilir.
  3. Fiyat ve Dağıtım Koşulları
    • İmalatçıların, distribütörlerine uyguladığı fiyat politikalarının piyasa koşullarına uygun olmaması, tedarik zincirinde ciddi sorunlara neden olabilir.
  4. Stok ve Lojistik Yükümlülükler
    • Bazı durumlarda, stok tutma veya lojistik organizasyonlarla ilgili şartlar yeterince açık olmadığından, taraflar arasında sürekli bir gerilim oluşabilir.

Sözleşme Aşamasında Doğru Zemin ve Dengeli Yaklaşım

Distribütörlük sözleşmeleri genellikle imalatçının gücünü yansıtan ve onu koruyan şekilde hazırlanmaktadır. Buna karşılık imalatçıların ticari hayatın akışı içerisinde özellikle iyi niyet ilkesi ve rekabet hukukuna da uygun davranması gerekir.  Aksi takdirde, distribütörlerin hukuki hakları ihlal edilebilir ve hukuki uyuşmazlıklar kaçınılmaz hale gelebilir.

Bu nedenle, hem imalatçıyı koruyan bir sözleşme yapısının hukuka uygun olmasını sağlamak hem de distribütörlerin hukuki haklarının korunmasını temin etmek için profesyonel bir danışmanlık almak oldukça önemlidir.

Distribütörün hakları uluslararası direktifler, yetkili mahkemenin bulunduğu ülke mevzuatı ve sözleşme maddeleri bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

Profesyonel Danışmanlık ile Riskleri Minimize Edin

Distribütörlük sözleşmeleri, yalnızca ticari bir mutabakat değil, aynı zamanda hukuki güvence altına alınması gereken kritik bir antlaşmadır. Bu noktada bir anlaşmazlık halinde distribütörün haklarını doğru tespit ederek bir strateji oluşturmak gerekir. Bunun için doğru argümanlarla müzakere masasına oturmak, müzakere süreci olumlu sonuçlanmazsa hukuki  haklarınızı bilerek adım atmak önemlidir. Belirtilen kapsamda hukuki ve mali danışmanlık desteği almak, şirketlerin uzun vadede büyük kayıpların önüne geçmesini sağlayabilir.

en_USEnglish